2 Kasım 2009 Pazartesi

YUVAYA DONUS 2

Selam,yeni bir maceranin esigindeyim.Yuvaya donus 2 baslikli bu yazimda,nasil bir film dondugunu anlatacagim.KANTIN.Benim 2. yuvam...Gittim Semsanimin kapisina,calismak istedigimi soyledim.Oda dusunup bana donecegini soyledi.Simdi heyecan,korku,panik seklinde haber bekliyorum.Orasi benim yuvam gibiydi.Eskiye ait kalan tek seyim.Eger iyi haber gelirse,seni haberdar edecegim.Tabii yanina gittigimde yine bir fircalama seansina girdik.Ama hazirlikli gittim,diyorum ki icimden irem kizim hazir ol,saglam bir firca gelcek Semsanimdan.Tabii patronumun kafasi karisti,sana nasil guveneyim artik diyor.Ama bi durum oldugundada haydiyin bu seferde Kanada ya gidiyorum diycek durumum yok.Bazi seylerin elbet farkindayim...Neyse bakalim sonuc ne olacak.Ararim ben seni byeeee :-))))

17 Eylül 2009 Perşembe

Bir site,bir günlük bu kadar boş bırakılmaz ki!Nerdeyim,ne yapıyorum,insanlar beni merak etmez mi?:-))) o kadar çok takipçim var ki,ısrarla hadi bişeyler yazda okuyalım diyorlar.Ee artık yazıyorum işte!
Göçmen kuşlar nasıl yaşarlar?Heh tamda bizde öyle yaşıyoruz.Kışları,yazları başka evlerde geçirmek ailecek hoşumuza gidiyor.Artık Ceylin de gerçekten şaşırıyor.Bize tepki vermeye başladı.Tuhaf şeyler yaa,neyse bu konuya belki deyinirim.Kışın o yoğun kar döneminde,Bahçeköy'de oturduk.6 ay sürdü sanırım.Ama böyle bir ev yok yani.Rutubetten ve soğuktan kafamıza sular damlıyodu,doğalgaz etki etmedi bile.Bizde yine gözümüzü karattık,hadi artık bu evden de gitme vakti geldi dedik,zamanımız doldu 6 ayı geçtik taşınmamız lazım dedik ve yükledik sırtımıza yükümüzü yine geldik yuvaya...Bu yuva neresi,buraya nasıl geldik,neden geldik.Şeytan'ın işimi yok bizle uğraşıyor yoksa Allah'ın sevgili kulumuyum.Bilmiyorum!Kamuoyu yoklaması yapmak lazım.
Sarıyer;o büyük kaosların yaşandığı yer.İnanırmısınız bilmem ama bu eve girmeden önce tam 3 ay ev aradık,Bahçeköy'de ev bulduk,tuttuk,1 hafta sonra anahtarı geri verdik.Yani nasıl bir kader,nasıl bir kısırdöngü,nasıl bir hal vaziyet.Bir güç bizi buraya savurdu.Bu sefer en alt katta oturmaktayız.Evet yuvaya geri dönüş bu şekilde oluyor şekerlerim.Çok ta detay vermedim.Olan bişeyi anlatmak kadar sıkıcı birşey yok.
Evet tontonlarım,şimdilik durum bu,inşallah artık yazacağım.Söz...

14 Mayıs 2009 Perşembe

iremcik ne yapıyor?

Yeni taşınmalar,yeni düzen kurma telaşı derken yine irmiğimi ihmal ettim.Ee nette yeni bağlanınca,hemen harekete geçeyim dedim.Hayat mı?Nasıl geçiyor anlamıyorum.O kadar boş ve bi kadar faaliyetsiz.Şu yaşıma geldim,iş hayatından bu kadar uzun süre ayrı kalmamıştım.Harekete geçmem için doğru zamanı kolluyorum.Ceylin kreş yaşına geldi,onu rahatlıkla bir kreşe verip,tekrar iş hayatına dönebilirim.Zira kreş saatlerine uygun bir iş bulabilirmiyim?İşte mesele burda!Kendime güvenimde gitti,ama hırsım hala var.Çünkü zamanı durdurdum ve açığım büyümeye başladı.Bu açığı kaybettiklerimi,körelmemin acısını fena çıkaracağım.Tabii buna uygun bir iş bulabilirsem.İremcik,ne yapıyor,nasıl değişti,hayatına nasıl yön vereceksin.Gelecek yazımda görüşürüz...

24 Şubat 2009 Salı

geyik muhabbeti yapalım

Hava müthiş soğuk değilmi arkadaşlarım.Diğer semtleri bilmiyorum ama bizim burda lapa lapa kar yağdı.Sabaha bembeyaz uyandık.Fethiye'de uzun bir yaz mevsimi geçirdim.En çok İstanbul'un karlı günlerini özlerim diyordum.Ama bu eve yerleştiğimden beri hava hep yağmurlu,hep soğuk.Bir yandan güzel,bir yandanda artık Güneş'i özlediğimi düşünüyorum.İlk açık havada,kendimi kızımla dışarı atacağım.Annemi çok özledim,henüz ona bile gidemedim.
Ceylin'i soruyosunuz değilmi?Valla evde onunla kah gülüyorum,kah sinir krizlerine giriyorum.Acayip büyüdü ve herşeye cevap veriyor artık.Geçen gün benden oynamak için mandalları istedi,vermedim tabii ki.Ne dedi dersiniz;"beni sinir etmesene versene şu mandalları".Koptum tabii.Daha neler neler,aklıma gelmiyor şimdi.
Şimdilik evde bu hallerde yaşıyoruz.Yemek yapmaktan zevk alıyorum.Hatta yapıyorum ve kendimle gurur duyuyorum.Valla leziz şeyler çıkıyor ortaya.Ama bir gerçek varki,Kantin'in bana kattığı çok şey var.Tatlıdan ziyade,yemek yaparkende görerek öğrendiğim birçok püf noktası varmış.Yaptıkça görüyorum.
Evet yine bir yazının sonunu getirmek durumundayım.Yazasım var ama biraz daha konu toplayayım kafamda,öyle yazayım.

10 Şubat 2009 Salı

ÇILGIN YAŞIYORUZ ŞEKERİM

Selam.Sitemi bu kadar boşladığım için üzgünüm.Elimde olmayan sebeplerden dolayı,iki satır bişeyler yazamadım.Kısa kısa bilgi vereyim.
Eveeeeeeet...Çılgınlığın bir sınırı yok!Ne mi oldu?Topladık pılıyı pırtıyı geldik yine İstanbul'a.Nasıl oldu ne zaman oldu inanın ben bile şoktayım.Allah bi kuvvet verdi,bir anda kendimizi burda bulduk.Tabi yine sıkıntılılarımı anlatmıyacağım.Çok uzun sürer ve ben bile yazarken boğulurum.Önümüzdeki güzel gelişmeleri yazarım,böylece"şimdi ben bu siteye cümleleri birleştirip olan biteni nasıl yazıcam" sıkıntısından kurtulurum.Öyleyse ne diyoruz; Yaşasın kötülük!Memeleketimin güzel kokusunu koklayıp içime sindireyim,8 ay da yapmak isteyipte yapamadıklarımı yapayım,yine görüşürüz...Zor bir sınavdan geçtik,hala devam ediyoruz.Çılgınlıklarımızın bedelini iyi veya kötü ödüyoruz.Ama hiç birşeyden,kendi kararlarımızı uyguladığımız için pişman olmuyoruz ve yaşama kaldığımız yerden devam ediyoruz...Yine yazacağım,sakın kopmayın.(hayattan ve benden).Sizi seviyorum...

11 Kasım 2008 Salı

irem İstanbul'da...

Çok uzun zaman oldu.Kazandan çıktım,ama bu sefer başka bir kazanın içindeyim.İstanbul'da yine kafam mengenenin içinde sıkışır durumda,şuursuzca dolaşmaktayım.Sezon biter bitmez attık kendimizi memeleketimize.Özlemekmi hayır!Çünkü annem yanımdaydı ve kuzenlerlede 2 ay önce görüşmüştüm.Yani henüz hasretim dibe vurmamıştı.Ama kocamın sinirleri gerilmiş,çalışmak onu yormuş ve sevgili Sarıyer'ini özlemişti.Geldik...Anneciğinin şefkatli kollarından tam 1 haftadır çıkmıyor.Eski semt arkadaşlarını görmek,gezmek,içmek,muhabbet yüzünden bizi bile görmedi gözü.Öyle olsun bakalım.Onu rahat bırakıp kendi hayatıma hiç O yokmuş gibi devam etmeye karar verdim.Özgür kalmaya herkezin ihtiyacı var tabii.
Bende bu arada hemen Kantin'ime,kuzenlere,semtime koştum.Hala kuzendeyim.Bugün napıcamı henüz bilmiyorum.Bu arada annem bulunduğu evden taşınıyor.Hafta sonu onu taşıcaz.Ondan sonra kendi derdime düşücem.
İstanbul yine bana fırsatlar sunmaya devam ediyor.Ayağımızın tozuyla iyi veya kötü bir sürü haber aldım.İş teklifleri....
Aynen eşimede böyle teklifler gelince bizim kafa oldu kazan!Fethiye'yi şehrimi,semtimi,evimi çok seviyodum.Orada huzurluydum.Şimdi tekrar İstanbul'a dönmek bana 7 ay önce yaşadığım sıkıntıları yaşatacakmış gibi geliyor.Bilmiyorum yine bilmiyorum.Burdaki fırsatlar da geri çevrilmez.Ama ordanda kopmak istemiyorum.
Şimdilik bi karara varmadım.Yine sizlerle konuşup,sıkıntımı paylaşmaya devam edeceğim.
SONRA GÖRÜŞELİM...

17 Eylül 2008 Çarşamba

irem kazanın içinde...

Çalışıyoruz vesselam.Nihayet çalışma saatlerim konusunda bilgilendirildim.Yalnız ne iş yapıyorum onu bilmiyorum.Tatlı üretiyorum,sonra o tatlıları çay saatinde havuz başında satıyorum,bi yandan mantı açtırmaya, ekmek yaptırmaya ve pizza hamuru açmaya yönlendiriliyorum.Söylesenize ben ne iş yapıyorum?Şimdilik yapıyorum işte.Seneye Allah büyük.Valla koskoca otelin başında ne sorumlu müdür,nede işleri takip eden birileri var.Anlamdım bu iş nasıl yürüyecek.Herneyse ben gayet disiplinli bi şekilde söylenileni yapıyorum.Sanırım patron benden memnun.Bide şu dedikodu olmasa!Cadı kazanı sürekli kaynıyor.Hakkımızda hayırlısı...

8 Eylül 2008 Pazartesi

İyi dilekleriniz teşekkür ederim yine yine yine.Valla her eve lazım bir Şemsa Denizsel.Her işletmeye lazım bir Şemsa Denizsel.Bulmak isteyenler için adres veriyorum.Mutfak Kuvvetleri Komutanlığı,Kantin Harp Akademisi,Nişantaşı İstanbul :-)))

7 Eylül 2008 Pazar

yeniden iş

Çalışıyor olmayı özlemişim.Hatta daha da açarsak,birşeyler üretip,insanlara tattırıp iyi sonuçlar almayı özlemişim.Nerden çıktı bu iş meselesi,ne zaman başladım?Geçen cuma,Günsenin hanım gelsin başlasın demiş.Gittim ve başladım.Tabii patronumun üstüne başka patron koklamam,bu gelip geçici bi oyalanma süreci diyelim.
Öyle güzel disiplinize edilmişiz ki,şimdi bu yeni ortamda herşey tuhaf geliyor.Çalışma saatleri,iş yürütme prensipleri,bazı kuralların gerekliliği,hijyen,disiplin v.s...Yani aslında işin içindeyken,ne gereksiz kurallar bunlar dediğimiz şeyleri,şimdi burda göremeyince bi yadırgadım ki sormayın.Klasik iş kuralları burdada var tabiiki ama biz askeri disiplinle yetiştiğimiz için ve öyle alıştığımız için yadırgıyorum haliyle.Bişeyler yaparken Şemsanıma sormadan yapılmazdı.Şimdi soracak kimse yok etrafta.Kimin ne yaptığı,kimin ne ürettiği belli değil.Aşçı kim,soğukçu kim,pizzacı kim,çırak kim?Belki sistemi öğrenene kadar zorluk çekeceğim ama yapacağın işin belli olmaması,belirsizlik beni sıktı doğrusu.Mesela bizde öğleden sonra iş planı yapılır,kim ne yapıcanı bilir,kimse kimseyle kavga etmeden işini yapar,hatta erken işi biten diğerine yardım ederdi.Burda ise kim kimi yakalarsa iş veriyo,biri iş yaparken öbürü yatıyor falan filan...Bilmiyorum da sanırım alıştığım bir düzen var ve o düzeni sanki heryerde arıcakmışım gibime geliyor.Herneyse sezonun bitmesine zaten 2 ay var idare edip göreceğiz..Detayları yazacağım daha sonra yeniden,şimdilik sevgilerimle yetinin.Bay bayın...

31 Ağustos 2008 Pazar

Selam,ben geldim.Ya bir türlü şu olayı günlük yazısına çeviremedim.Hergün bişeyler yazmak istiyorum ama yok misafir di yok Ceylin'in 2 yaş sendromu derken,konsantrasyon 0'a düşüyor.Neyse birikmiş şeyleri yazalım sırayla.Aslında buraya bi sürü dedikodu yapıp,içimin bütün yağlarını eritmek isterdim ama çok çok çok ayıp olur.Allahım özgürce dedikodu yapabileceğim siteler nasip eyle yarabbim :-))Daha öncede bahsetmiştim Azim kocamın annesi ve babası geldi.Söylemesi ayıp yemek,içmek,eğlenmek,gezmek limitsizdi.Sağolsunlar tek kuruş harcattırmadan 20 günü geçirdiler.Sağ salim bitti ve gittiler.Sanki hiç birşey olmamış,herşey sütlimanmış gibi davrandık.Tabii ki olayları hala konu yapıp,dallandırma taraftarı değilim.Olmuş bitmiş.Şimdi can ciğeriz.Uzakta olunca daha tatlı oluyomuşuz.Herneyse bu mevzuyu böyle kapatıyorum.
Ramazan geliyor,bu gece sahura kalkıcaz.Tam üç senedir oruç tutamıyorum.Hamilelik,emzirme,bebeklik dönemi,yoğun iş temposu derken es geçmiştim.Bu senede niyetliyim ama yarında bir iş meselem var.Detaylarını daha sonra anlatıcam.Bende ayak üstü iftar yapmak istemiyorum.Tam o saatte sofram hazır olcak,en sevdiğim yemekler ve tatlılar olcakki o anın tadı çıksın.
Bak şimdi tam da balık avlanma sezonu başlamışken,ne güzel gider değilmi?Benim bu düldül fırınım balıkta pişirdi geçen gün.Söylemesi ayıp kayınpeder İstanbul'dan donmuş Uskumru getirmiş.Onları bi güzel ayıkladı temizledi,kendi usülünce sosladı falan v.s. attık bizim düldüle.Bi kızartmış bi kızartmış,olmuş nar.Ben şimdi bu,canım gülüm ketenhelvam fırınımı ödüllendirmezmiyim.Hemen bi kırmızı kurdele taktım.Evet gülmeyin ciddi diyorum.Kırmızılara bezedim onu.Bu maceramıda anlattıktan sonra geçelim başka mevzulara...
Birde bugünlerde başka ilgi alanım daha gelişti.İnternet üzerinden oynanan bir oyuna takılıyorum şu sıralar.Travian adında bi musallat.Kafayı yiycem ya..Köy kuruyosun,asker yetiştiriyosun,hammadde üretip inşaat yapıyosun,savaşlara giriyosun,birlikler,destekler,köy basmalar,asker esir almalar...koptum ben...Neredeyse gece uyanıp,acaba köyümü bastılarmı hammadde kaptırmıyım diyerek,uykumdanda olacağım.İşte böyle,anlatırken bile heyecan yaptım.
Laf lafı açıyor ama şimdilik bu kadar yazacağım,zira upuzun bir yazı sizi sıkabilir okurken.
Bu arada,evde bir kertenkele ailesi ile yaşıyoruz.Yani 2 aileyiz.Tam karşımda duruyo,herhalde bu anneleri,1-2 saat önce yavrusu balkonda serinliyodu.Hey güzel Allahım...

15 Ağustos 2008 Cuma

cicim ekmek teknem...

Felaket sıcak!Yanıyorum dostlar.Pencereyi açınca alev topu geliyor vuruyor.Geçenlerde hayatımda ilk defa Güneş çarptı!Resmen çarpıldım.Mide bulantısı,kusma,ishal,iştahsızlık,halsizlik gibi belirtilerle 4 gün çektim.Ne biçim şeymiş meğer.İstanbul'da bu sene hava serin geçiyor sanırım.Fethiye'ye Güneş'ten parça düşmüş gibi.Valla bi Güneş çarpmamıştı şu hayatta, oda oldu.Yanarım yanarım kendime ev tipi kek yapmıştım onu yiyemedim ona yanarım.Günlerce yani fırın geldi geleli,bana bakıp" lütfen artık bende bişeyler pişir" dediği gün,kalktım hani şu ev tipi mozaik kekler varya ondan pişirdim.Afiyetle yarısını yedim,hastalık sebebiyle gerisini yiyemedim,tabii ki aklım kekte kaldı.Şu an iyiyim ya, kafamı gömüp yarısını daha yerdim.Ama çoktan karıncaların yuvasına taşıdığı erzak olmuştur.Fırınımdan bahsetmişken,mutfaktan çıkarken bakıyorum ona ve seviyorum.Yani canımlı cicimli seviyorum.Normalmiyim acaba!Ama içimden geliyor.Henüz ekmek teknesi olmadı ama sanki olmuşta ona öyle hitap ediyorum.Sevdiğim den midir nedir bi güzel çalışıyo,kek dışında bide börek pişirdi.Valla yalan değil 15 dakika sürmeden çıkardım ve puf puftu.Bu fırın Kantin'de olsaydı, 3,5 saatte 3-4 tatlı yaparken iddia ediyorum bu türler 7-8'e çıkardı.Öyle verimli öyle hızlı işte.Ekmek teknesi maceralarına devam edeceğim.Şimdilik bu kadar...

1 Ağustos 2008 Cuma

beni salın doğaya...

Gerçi bilgisayarın başında geçirdiğim zamana acıyorum ama doğa resimleri aramaya başladığım zaman herşey değişiyor.Sabaha kadar indirmek indirmek indirmek istiyorum.Şimdi siteyi kapadıktan sonra vericem kendimi sanal alemin en güzel anlarına.Hazır Ceylin de uyuyorken doya doya şu işi halledeyim.

31 Temmuz 2008 Perşembe

27 Temmuz 2008 Pazar

fırınım geldiiiiiiiiiiii

İlk işim yine browni yapmak oldu.Size bahsettiğim mucizevi olay buydu işte.FIRIN!Hayalini bile kuramazken,sevgili patronum bana yine en büyük kıyağı yaptı.Başka kim yapardı ki zaten.Bu arada süper pişirdi.Bişeyler üretmeyi çok özlemişim.

umut,ümit,hayalperest...

Yine ilginç rüyalarla uyandım bugün.Ama bana iyi geldi.İçime bi umut doldu.Halbuki daha Fethiye'nin kışı nasıl olacak bilinmezken;manyakça istekler,hayaller kurar oldum.Bu rüyalar beni çok etkiliyor.Nedense hayallerimin gerçek olacağıyla ilgili sinyaller veriyor.Ya kendimi avutuyorum yada gerçekten ilahi güç bana mesaj gönderiyor."Olacak kızım,yapacaksın sabret!"Hadi bakalım bekliyorum.İnsanoğlu ümitleriyle,beklentileriyle yaşayabiliyor zaten,ya o umutlarda olmasaydı?Bu tabii ki de benim fikrim,biraz hayalperest bir kız çocuğu(evli ve çocukluyum ama hala kadın olduğumu kabul etmiyorum) olduğum için, böyle yaşayabiliyorum.Belkide kimine göre bu tür şeyler saçmalıktır.Varsın saçmalık olsun,bugün umutluyum ya yeter bana...

18 Temmuz 2008 Cuma

döndüm

İstanbul macerası bitti.Tabii ki ait olduğum yere döndüm.Kocamı çok özlemişim.Valla evliliğe böyle atraksiyonlar katmak lazım.Birbirimizin kıymetini anlıyoruz.Herşey çok güzeldi.2 düğün 1 nişana eşlik ettim.Yoğunluk vardı yani.Canım arkadaşlarımı bile 1 hafta sonra görebildim.Artık onlarda isyan bayrağını çekince,kaçtım gittim yanlarına.İstanbul bereketli toprak vesselam.Çok güzel süprizlerle karşılaştım.Ama bunu şuan değil,kesinleştikten sonra yazacağım.
Geldim,kaldığım yerden devam ediyorum.Bu sefer misafirleri ağırlamaya başladım.Tatil için gelenler ve bizi özleyenler gelmeye başladı.Azimin ablası,eniştesi geldi.Eski iş yerinden arkadaşı geldi ona eşlik ettik ,gitti.Sırada Azim'in annesi ve babası var.Yine gelecek-ler.Bu arada neden hep Azim'in eşrafı, jetonum yeni düştü.Fırsat kalırsa bizimkilerde Eylül de gelecek.Çok mu kötüyüm ben ya!Neyse ne olursa olsun gelenin başımızın üstünde yeri var.Şimdilik havadisler bunlar.İyiki günlüğüm var...