8 Haziran 2008 Pazar

YÜREĞİMİN EN İÇİNDEN...KIZIM'A....

Anneyim ben.Evet bazen Ceylin bana "anne"diye seslendiği zaman bi şok geçiriyorum.Ben ne zaman büyüdüm,evlendim üstüne bide kızım oldu.Bir anlık bi buhran yaşıyorum bazen işte.Ama asıl gerçeğimin,bu hayattaki tutunacak tek dalımın,kızım olduğuna bilmiyor değilim.Meğer anne olmak ne can yakıcı,vicdanla kavga halinde olduğun,karşılıksız tek sevginin onda olduğunu bilmekmiş.Çalışırken iş stresinin dışında yaşadığım bazı duyguları düşünüyorumda,nasıl yaşamışım,nasıl başetmişim o iğrenç vicdan duygusuyla.Her sabah süt kokulu,pamuk kızımı koynumdan ayırıp,boğazımda düğüm düğüm olan ağlama hissimle nasıl bırakmışım!O minicik ellerini,minicik ayaklarını,gıgısını koklamadan nasıl geçirmişim onca saatimi onsuz.İpek saçlımın saçlarını okşamadan, besleyemeden,giydiremeden,güldüremeden,gezdiremeden nasıl yaşamışım.N'apmışım ben kendime böyle!Ah kafasızlığım ah...
Şuanda burda olmamın sebeplerinden biride bu işte.Doya doya yaşamak herşeyi.Hesapsız,kitapsız herşeyimi ona adamak için.Sorgu'suz sual'siz özgürce kızımla vakit geçirebilmek için.Kimsenin eli değmeden,sadece anne kokusuyla büyüyebilmesi için...
Geç farkettim ama çabuk döndüm zarardan,hasardan.Tabiiki 1,5 senenin acısı,pişmanlığı,vicdan azabı asla içimden söküp atılmayacak.Her daim yaşananlar ve yapılanlar hatırlanacak.Acılar ve yaşanan herşey unutulmaz,sadece rafa kaldırılır.Bende öyle yapacağım.Aklıma geldikçe raftan indirip,bileyip tekrar yerine koyacağım.Ta ki bişeylerin bedeli ödenene kadar.
KIZIM;
bugün senin doğumgünün.Her ne kadar kimseyle kutlayamasakta,sen,ben ve baban birbirimize yeteceğiz.Hatta İstanbul'da olupta,stresli bi doğumgünü yaşayacağımıza,burda olup yalnız olmaya binlerce kere şükredeceğim.2. yaş günün.Daha 2 yıldır dünyadasın,miniciksin.Bazen yaşından büyük davranışlar bekleyip,yapmayınca da kızıyorum.Napıyorum ben?Hemen vicdan tarafından bi ses yükseliyo,"kendine gel o daha bebek ne anlar senin komutlarından.Şimdi hemen git onu öp,kokla,sarıl".Seviyorum vicdanımı.Aslında iç sesim de bazen müdahelelerde bulunuyor.Her ne olursa olsun,kızdırsın,sinirimden kudurtsun,dediğimi yapmasın,şımarsın,dağıtsın seviyorum onu.O benim canımdan,kanımdan,tükürüğümden,yediklerimden meydana geldi.Canımdan koptu.Onu sevmicemde kimi sevicem.Babalara hiç hak vermiyorum.Hatta hiç zorluk çekmeden bedavaya çocuk sahibi oluyorlar,sinir oluyorum.Haksızlık!
Tabii ki her anne gibi kızımın en iyisine layık olduğunu düşünüyorum.Hatta onun için bir sürü dileklerim var ama buraya yazarsam sıkıntıdan patlarsınız.
Son olarak bebeğimin doğum gününü burdan kutluyorum.Onu çok sevdiğimi onsuz bir dakikanın bile anlamsız olduğunu söylemek istiyorum.
Ve her anne çocuğuna kendi bakmalı,çocuğunu kimseyle paylaşmamalı!(ne egoist bi anne oldum)
CAN PARÇAM...

1 yorum:

Adsız dedi ki...

İrem,
Biz de senin anne olduğuna inanamıyoruz. Hem de tüm muhalefetime rağmen.
Çocuk böyle birşey işte, olunca vazgeçilmez oluyor, hayattaki herşeyin önüne geçiyor. Onun için sana bekle demiştim. Evliliğin, ilişkin, aile ilişkilerin yerine otursun, öyle doğur demiştim. Allah için de haklı olduğum ortaya çıktı.
Ama artık bir önemi yok, çünkü dünya tatlısı bir kızın var ve herşeyden önemli.
Ama sana bir uyarım olacak: Lütfen, "kızım benim tek tutunacak dalım" gibi laflar etme! Sen kızına değil, o sana tutunacak. Kızına böyle görevler yükleme, bu cins bir yük taşıtma. Kızına birşey söylemesen bile, bu tür düşüncelerin sen farkına varmadan davranışlarına, yüz ifadene hatta cümle kurarken kelime seçimlerine bile yansır. İnan, senin bu tutumun kızının yetişkinlikte nasıl bir birey olduğunu etkiler. Ona böyle bir zalimlik yapmaya hakkın yok. Kendi hayatında yaşadığın zorluklar ve haksızlıkların sonucunu o çekmemeli. O senin sığınacağın liman, tutunacağın dalın olmamalı.Tam tersidir doğru olan.
Ee zaten öyle diyebilirsin. Doğrudur, zaten öyledir, ama bu liman-tutunacak dal meselesi tek taraflı olmalıdır. Sadece o sana sığınmalı. Sen ANNE'sin, sorumluluk senin.
Haa, bir de bu "evladımda ben herşeyden çok hak sahibiyim" tutumu sana çok yakınındaki başka bir anneyi hatırlatmıyor mu? Kocanın ne kadar arada kaldığını, ne kadar zorlandığını hatırlatmıyor mu?
Seninki, anneninki, evladını hayata hazırlamak görevi. Sevmene engel değil, ama onu birey olarak yetiştirmek, onun yetişkin insan olarak hayata hazırlamak gerek. ŞAHSİ DUYGUSAL YÜKLERİ birtanecik masum kızına, hissettirmeye bile hakkın yok. O nereden hissedecek deme, O herşeyi hisseder.
Eh, bu kadar iç sıktığım yeter. Ama seni nasıl sevdiğimi, ve bunları ne niyetle söylediğimi biliryorsun. Her zamanki gibi beni dinlememe ihtimalin yüksek. Ama gene de kulağına küpe olsun istedim.
Seni özlüyoruz.
Ş.D.